Belle de Jour filmi, Luis Buñuel'in yönetmenliğinde, 1960'ların Paris'inde geçen büyüleyici ve çarpıcı bir drama-romans olarak karşımıza çıkar. Catherine Deneuve’un hayat verdiği karakter, gündüzleri gizemli bir hayat sürerken, geceye dair sırlarla dolu bir dünyaya adım atar. Film, arzunun, kimliklerin ve toplumsal rollerin ince bir şekilde sorgulandığı atmosferiyle dikkat çeker. Filmin merkezinde, toplumun dayattığı normlarla kişisel arzular arasındaki çatışma bulunur. Karakterin gündüz saatlerinde gizlice bir genelevde çalışmaya başlaması, izleyiciyi hem büyüleyici hem de karmaşık bir psikolojik yolculuğa çıkarır. Bu süreçte, gerçeklik ile hayal dünyası arasındaki ince çizgi film boyunca izleyiciye sorgulatılır. Bu romantik ve dramatik yapım, Luis Buñuel’in kendine has sinema dilini ve sembolik anlatımını barındırır. Hikayenin belirsiz ve çoğu zaman yoruma açık sonu, izleyicinin kendi yorumunu yapmasına olanak tanır. Belle de Jour, dönemin sinemasının ötesinde, evrensel temalarıyla hala etkisini koruyan bir başyapıttır.